5 Ocak 2012 Perşembe

Tzob, Yeni Anayasa İle İlgili Görüşlerini Açıkladı

Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, kurum olarak, katılımcı bir süreçle hazırlanmak istenen yeni anayasa için bir yandan meslek kuruluşları ve sendika konfederasyonlarından oluşan Anayasa Platformu'nda, bir yandan da 741 Ziraat Odasına kayıtlı üyeler arasında çalışmaları sürdürdüklerini bildirdi. Katılımcılığı sağlamak adına değişik illerde toplantılar yaparak üyelerinin önerilerinin alınacağını kaydeden Bayraktar, TZOB'un, yeni anayasada 'olmazsa olmazlar'ının dışında, tarım sektörünü ve dolayısıyla

Türkiye açısından hayati önem taşıyan konuların yer almasını istediklerini vurguladı. Gıdanın geleceğin en büyük sektörü olacağının altını çizen Bayraktar, şöyle devam etti:



"Küresel sermaye silah ticaretinden gıda ticaretine kaymaya başlamıştır. Geleceğin zengin ülkeleri gıda güvenliğini sağlayan ve gıda ihracatını yapan ülkeler olacaktır. Toplumun düzenli ve yeterli beslenmesi, sağlıklı yaşam için olmazsa olmaz gereklerden biridir. Anayasamız 'Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması' ile ilgili 56. maddesindeki, 'Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir' hükmüyle, sağlıklı yaşamı bir hak olarak görmekte ve devlete bunu sağlama görevini vermektedir.

Toplumun düzenli ve yeterli beslenmesi de ancak sürdürülebilir tarım ve hayvancılık politikasıyla sağlanabilir. Sürdürülebilir tarım ve hayvancılık politikası da devletin bu alanlardaki planlama, düzenleme, denetleme, desteklemesiyle gerçekleştirilebilir. Bundan dolayı, devlet, tarım ve hayvancılıkta planlama, düzenleme ve denetlemelerinin yanı sıra desteklemeyi de anayasal düzeyde temel kural olarak teminat altına almalıdır. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), ürün desteklemelerine olumsuz bakmaktadır. Yalnız yine

de Avrupa Birliği (AB) bütçe harcamalarının yüzde 60'ının kırsal kalkınma ve tarım politikası ile yapısal fonlar ve uyum fonuna aktarıldığı göz önüne alındığında, tarıma devlet desteklerinin devam ettiği açıkça görülmektedir. Bundan dolayı sürdürülebilir bir tarım ve hayvancılık devlet destekleri anayasal düzeyde temel normlarla teminat altına alınmalıdır."

Yer altı ve yer üstü su kaynaklarının korunmasının kendileri için hayati önem taşıdığını belirten Bayraktar, "Yer altı su kaynaklarını tükettik. Yer üstü su kaynaklarını da kirlettik. Tarımsal sulama için su bulamıyoruz; temiz içme suyuna ulaşmakta zorlanıyoruz. Bu, sürdürülebilir bir durum değildir. Su kaynaklarının korunması yaşamsal öneme sahip olduğu için anayasal güvence altına alınmalı ve gelecek nesiller kurtarılmalıdır" diye konuştu.

12 Eylül 2010 halk oylamasında Anayasa'nın 148. maddesine eklenen bir fıkra ile Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı sağlandığını anımsatan Bayraktar, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına da kuruluşlarıyla ilgili olumsuz sonuçlar doğuracağı görülen yasaların iptali istemiyle ve belli sınırlar içinde Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan başvuru hakkı tanınmalıdır" dedi.

Bayraktar, yapılacak yeni anayasada yer almasını istedikleri diğer iki konuyu da şöyle değindi:

"Küresel ekonomilerin giderek ulusal ekonomileri ortadan kaldırması ve gelir dağılımındaki dengeleri bozması dikkate alınarak anayasal iktisat anlayışı çerçevesinde önlemleri yeni anayasa çalışmalarında gündeme getirilmeli, stratejik kurum ve kuruluşlar anayasa ile korunmalıdır. 12 Eylül 2010 halk oylamasıyla Anayasamıza giren ve hazırlık çalışmaları sırasında TZOB'un da talepleri arasında bulunan 'Ekonomik ve Sosyal Konsey', yeni anayasada da fonksiyonel olarak yer almalıdır. Mesleki örgütlenme teşvik

edilmelidir. Bir mesleki faaliyete, ancak o alanda kurulmuş meslek odasına tescil ile resmi statü tanınması mümkün olabileceğinden, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının anayasal statüsü mutlaka korunmalıdır."

Bayraktar, TZOB'un yeni anayasa ile ilgili görüş ve önerilerini içeren çalışmaların TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na da ayrıca sunulacağını kaydetti.

(SP-İÇ-OK-Y)

0 yorum:

Yorum Gönder